Sitemizden daha iyi yararlanmak için

Giriş yapınız



        


                                                      Anlat Bana Forum İyi Eğlenceler Diler

Join the forum, it's quick and easy

Sitemizden daha iyi yararlanmak için

Giriş yapınız



        


                                                      Anlat Bana Forum İyi Eğlenceler Diler
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Uzun ama okunmaya değer

 :: Yaşam :: Aşk/Sevgi

Aşağa gitmek

Uzun ama okunmaya değer Empty Uzun ama okunmaya değer

Mesaj  DiloshH Cuma 20 Tem. 2007, 11:03

Üniversiteli delikanlı Kolejli kıza bir voleybol maçında rastladı.Okul
> salonundaydı maç. Tribünsüz, minik bir salon.. Seyircilerle, oyuncular
> arasında, sahanın çizgisi vardı sadece.. O kadar yakındılar..
>
>
>
> Delikanlı, bu tatlı, bu güzel, bu dünyalar şirini kızı ilk defa görüyordu
> takımda.. Hoşlandığını, fena halde hoşlandığını hissetti. Az sonra bir şeyi
> daha hissetti. Uzun zamandan beri maçı değil, o güzel kızı izlediğini.. Kız
> servis atarken hemen önünden geçti. Göz göze geldiler.. Kız gülümsedi..
> Delikanlı, çok popülerdi o yıllarda..Kız onu tanımış olmalıydı. Kim bilir,
> belki kız da ondan hoşlanmıştı.. Belki de delikanlı öyle olmasını istediği
> için ona öyle gelmişti.. Set değişip, takım karşıya gidince, delikanlıda
> yerini değiştirdi, o da karşıya gitti.. Üçüncü sette tekrar eski yerine
> döndü.. Kızda gidiş gelişleri fark etmişti galiba.. Bir defa daha gülümsedi.
> Manidar..
>
>
>
> "Anladım" der gibi bir gülümseyişti bu.. Delikanlı o hafta boyu hep bu
> dünyalar şirini kızı düşündü.. Pazar günü, sabahın köründe kalktı, erkenden
> oynanacak maçı, ne maçı canım, o dünyalar şirini kızı görmek için..
> Delikanlı artık kızın hiçbir maçını kaçırmıyordu.
>
>
>
> Dahası..Ankara Koleji'nin her dağılış saatinde, okul civarında oluyordu, onu
> bir kez daha görmek için.. Karşılaştıklarında, hafif çok hafif bir
> gülümseme, çok minik bir baş eğmesi ile selamlaşır olmuşlardı..Bir
> defasında, yaptığına sonra kendisi de günlerce güldü.. O gün gene tesadüfmüş
> gibi, okul dağılımı kızın karşısına çıkmış, gülümseyerek selamlamış, sonra
> arka sokaklara dalıp, yıldırım gibi koşarak, bir blok ötede gene karşısına
> çıkmıştı.. Kız bu defa, iyice gülmüştü.. Karşısında, sözüm ona ağır ağır
> yürüyen, ama nefes nefese delikanlıyı görünce..
>
>
>
> Delikanlı, voleybol takımının kaptanını iyi tanıyordu. Arkadaştılar.Sonunda
> bütün cesaretini topladı, kaptana açıldı.. O kızdan fena halde hoşlanıyordu.
> Galiba kız da ona karşı boş değildi. Bir yerde,bir şekilde tanışmaları
> gerekiyordu.. O zamanlar, bu işler böyle oluyordu çünkü.. Kaptan: "Tabii"
> dedi.. "Bu hafta sonu güzel bir konser var. Biz onunla gitmeye karar
> vermiştik zaten. Sen de gel. Hem konseri birlikte izleriz, hem de
> tanışırsınız.."
>
>
>
> "Mutluluk işte bu olmalı" diye düşündü delikanlı. "Mutluluk işte bu.." Ve
> konser gününe kadar geceleri hiç uyuyamadı.. Konser gününü de hiç ama hiç
> unutmadı..O ne heyecandı öyle.. Konserin verildiği sinemanın kapısında
> tanıştılar.. El sıkıştılar.. O güzel ele dokunduğu anı da hiç unutmadı
> delikanlı.. Kaptan, salona girdiklerinde, ustaca bir manevra daha yaptı.
> Delikanlı ile dünyalar şirini kız yan yana düştüler. İnanamıyordu
> delikanlı.. Onunla nihayet yan yana oturduğuna, onun sıcaklığını
> hissettiğine, onun nefesini duyduğuna inanamıyordu.. Biraz önce tanışırken
> tuttuğu el, bir karış ötesinde öylesine duruyor, delikanlı, sahnede dünyanın
> en romantik şarkısı söylenirken ki, o an dünyanın bütün şarkıları dünyanın
> en romantik şarkısıydı ya, o eli tutmak için öylesine büyük bir arzu
> duyuyordu ki içinde.. Ama uzatamıyordu işte elini.. Her şey böyle iyi
> giderken, yanlış bir hareketle, onu ürkütebileceğinden, incitebileceğinden
> öylesine korkuyordu ki.. Sonunda dayanamadı, sanki kolu uyuşmuş gibi,
> uzandı.. Kolunu kızın koltuğunun arkasına koydu.. Kızın omzuna değil..
> Koltuğun üzerine.. Sonra kız arkaya yaslandı.. Birkaç saç teli, delikanlının
> elinin üzerine dokundu..
>
>
> Kalbi yerinden fırlayacak gibi atıyordu artık genç adamın.. Dünyalar şirini
> kızın saçları eline dokunuyordu çünkü..Konserden çıkarken, kız, şakalaştı..
> "Sizi her maçımızda görüyoruz. Alıştık nerdeyse.. Yarın Adana'da maçımız
> var.. Gözlerimiz sizi arayacak.."
>
>
>
> Hayır, aramayacaktı..Delikanlı o anda kararını vermişti çünkü.. Cebinde onu
> otobüsle Adana'ya ¤¤¤ürüp getirecek, hatta öğle yemeğinde bir de Adana kebap
> yedirecek kadar para vardı.. Gece yarısı kalkan otobüse bindi..
>
>
>
> Sabah erkenden Adana'ya indi. Maç saatine kadar başı boş dolaştı. Salona
> erkenden girdi, en ön sıraya tam servis köşesine en yakın yere oturdu..
> Takımlar sahaya çıkarken, salondaki en heyecanlı seyirci oydu. Maç falan
> değildi sebep tabii.. İlk sette kız farkında bile değildi onun.. Nerden
> olsundu ki.. İkinci sette öbür tarafa gittiler.. Döndüklerinde, üçüncü sette
> kız fark etti delikanlıyı..Yüzünde çok ama çok şaşkın bir ifade, biraz
> mutluluk, biraz da gurur vardı sanki.. Ankara'nın hele Kolej'de çok popüler
> bu delikanlısının onun için ta oralara geldiğini bilmenin gururu..
>
>
> Maç bitti. Kız soyunma odasına, delikanlı garajlara gitti. Tek kelime
> konuşmadan.. Konuşmaya gelmemişti ki..Kız "Keşke orada olsaydın" demişti. O
> da olmuştu işte.. Hepsi o..
>
>
>
> Ona o kadar çok şey söylemek istiyordu ki aslında..Bir gün üniversite
> kantininde gazete okurken, iç sayfalarda bir şiire rastladı. Daha doğrusu
> bir şiirden alınmış bir dörtlüğe.. Söylemek istediği her şey bu dört satırda
> vardı sanki..Bembeyaz bir karta yazdı o dört satırı.. Öğleden sonrayı zor
> etti, Kolejin önüne gitmek için.. Kızın karşıdan geldiğini gördü. Koşarak
> yanına gitti. "Bu sana" diye kartı eline tutuşturdu ve kayboldu ortadan,
> kız, dizeleri okurken..
>
> "Ne hasta beklerdi sabahı
> Ne taze ölüyü mezar
> Ne de şeytan bir günahı
> Seni beklediğim kadar!.."
>
>
>
> Ertesi gün öğleden sonra, tarif edilemez heyecanlar içinde Kolej'in
> önündeydi gene.. Kız karşıdan geliyordu.. Bu defa yanında arkadaşları yoktu.
> Yalnızdı..Yaklaştığında işaret etti delikanlıya.. Gözlerine inanamadı genç
> adam.. Onu yanına mı çağırıyordu yoksa.. Evet, çağırıyordu işte.. Kalbinin
> duracağını sandı yaklaşırken.. "Sana bir şeyler söylemek istiyorum" dedi
> kız.. O da heyecanlıydı, belli..
>
>
>
> "Bak iyi dinle.. Dünkü satırlar için çok teşekkürler.. Herhalde hissettin,
> ben de senden hoşlanıyorum. Ama senden evvel tanıdığım birisi daha var.
> Ondan da hoşlanıyorum ve henüz karar veremedim, hanginizden daha çok
> hoşlandığıma.. Ve de şu anda, onu terk etmem için bir sebep yok."
>
>
>
> "O zaman karar verdiğinde ve de eğer seçtiğin ben olursam, hayatında başka
> kimse olmazsa, ara beni" dedi delikanlı ikiletmeden.. Ayrıldı kızın
> yanından.. Bir daha voleybol maçına gitmeden, bir daha okul yolunda önüne
> çıkmadan.. Bir daha onu hiç görmeden..
>
>
>
> Yıllarca sonra Levent'in söyleyeceği şarkıdaki Sezen'in sözlerini o, o zaman
> biliyordu sanki. Aşk onurlu olmalıydı.. Günlerce, haftalarca, aylarca
> bekledi.. Tıpkı, kıza verdiği o dörtlükteki gibi bekledi.. Hastanın sabahı,
> seytanın günahı beklediği gibi bekledi.. Heyecanla bekledi. Hırsla, arzuyla
> bekledi. Umutla, umutsuzlukla bekledi. Bazen öfkeyle bekledi.. Ama bekledi..
> Başka hiç kimseye bakmadan, başka hiç kimseyi bulmadan bekledi.
>
>
>
> Bir gün bir şiir antolojisinde şiirin tamamını buldu.. İki dörtlüktü şiir
> aslında.. İlki kıza verdiği.. Bir ikinci dörtlük daha vardı o kadar.. O
> dörtlüğü de bir kartın arkasına dikkatle yazdı.. Cebine koydu..
>
>
>
> Bekleyiş sürüyor, sürüyordu..Okullar kapandı, açıldı.. Aylar, aylar geçti..
> Bir gün delikanlı kızı aniden karşısında gördü.. "Günlerdir seni arıyorum"
> dedi kız.
>
>
>
> "Günlerdir seni arıyorum. İşte sana haber.. Artık hayatımda hiç kimse
> yok!.."
>
>
>
> "Yaa" dedi delikanlı.. "Yaa" dedi sadece..Kalbi heyecandan ölesiye
> çarparken, aylardır ölesiye beklediği an gelip çatmışken, ağzından sadece bu
> ses çıkmıştı..
>
>
>
> "Yaaa!.."
>
>
> Cebinde artık iyice eskimiş kartı uzattı kıza.. "Sana bir şiirin ilk
> dörtlüğünü vermiştim ya bir gün" dedi.. "Bu da ikinci ve son dörtlüğü
> onun.."
>
>
>
> Sonra yürüdü gitti, arkasına bile bakmadan.. Kız dizelere bakarken..
>
> "Geçti istemem gelmeni
> Yokluğunda buldum seni.
> Bırak vehmimde gölgeni
> Gelme artık neye yarar!.."
>
>
>
> Aradan yıllar, çok ama çok uzun yıllar geçti. Delikanlı bugün hâlâ
> düşünüyor..O uzun, çok uzun bekleyiş aşkını öldürmüş müydü, acaba?.
>
>
> Ya da beklerken, ölesiye beklerken hayalinde öylesine bir sevgili yaratmıştı
> ki, artık yaşayan hiç kimse bu hayali dolduramazdı.. O sevgilinin kendisi
> bile.. Hayalindekini yaşatmak için mi, yaşayanı silmişti yani?.. Yokluğunda
> bulmak bu mu demek oluyordu?..
>
>
>
> Ya da.. Ya da..
>
>
> Bir şiirin romantizmine mi kapılmış, bir delikanlılık jesti uğruna,
> mutluluğunun üzerinden öylece yürüyüp gitmişti, acaba? Delikanlı bu
> soruların yanıtını bugün hâlâ bilmiyor..Bilmediğini de en iyi ben
> biliyorum.. Çünkü, delikanlı bendim!..
>
>
>
> Hıncal Uluç
DiloshH
DiloshH
Acemi Üye
Acemi Üye

Mesaj Sayısı : 237
Kayıt tarihi : 04/07/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 :: Yaşam :: Aşk/Sevgi

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz